** Sanat Meclisi’nin 2023 yılı kasım ayı raporunda toplumsal ahlaki
çöküntünün yansıması kara akçeli dolandırıcılıklara karşın iktidarın Kürtçe
oyunları yasakladığı, şairleri hapislere tıktığı belirtilip, “Cumhuriyet’in
101. Yılı başlarken düzenin de bir kez daha dikişleri patladı” denildi
“Cumhuriyet’in
101. Yılı başlarken düzenin de bir kez daha dikişleri patladı. Baş tacı edilen
çok sayıda ismin kara akçeli dolandırıcılık olaylarıyla anılmaları, mafyalar,
ortaya saçılan yoz yaşamlar, halk yoksulluk ve sefalet içinde kıvranırken
torbalanan servetler ve susuz kalan tulumbanın içler acısı durumu, dipten gelen
dalga umudu ve kıtlığı yaşayan atmosferde daha da kuralsız bir hal alıyor. Bütün bu rezaletlere karsı iktidar ne
yapıyor? Kürtçe oyun oynayanı yasaklıyor, şairleri hapislere tıkıyor,
konserlere yasak üstüne yasak koyuyor. Kısacası, ülke büyük bir çıkmaza ve
dinsel gerilik ve karanlığa sürüklenirken, ellerindeki tek çözüm olarak 101.
Yılda da sanatçıya, yazara kan kusturacaklar. Sanat Meclisi bütün yasakların ve
baskıların takipçisi olmayı sonuna dek sürdürüyor”
Sanat Meclisi’nin 2023 yılı kasım ayına ilişkin, “Sanatta Hak
İhlalleri” raporun sonuç bildirgesinde süregiden düzenin hali, “Dikişleri
patladı” diye yorumlandı. “Bir yılın daha sonuna yaklaşıyoruz. Sanat alanı bu
yılı da baskılardan, engelleme ve yasaklardan, hapisliklerden ve kıyımlardan
nasibi alarak tamamlıyor” denilip Kasım 2023’te sanat alanının yaşadıkları
şöyle sıralandı:
TATVAN’DA KÜRTÇE
OYUNA YASAKLAMA
·
Fransız yazar Claude Magnier’in “Eyvah!
yine karıştı” eserinin Kürtçe ’ye uyarlanan hali olan “Haylo Dîsa
Tevlihev bû” oyunu, Tatvan Kaymakamlığı’nın oyunu yasakladığı gerekçesiyle
polis tarafından engellendi. Kaymakamlığın yasaklama kararından haberdar
olmadığı, Tatvan
Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürü Refik Aydın ile polisin iş birliğinde oyunun
yasaklandığı ortaya çıktı. Bunun üzerine Yazı İşleri Müdürü Refik Aydın,
ŞanoWan ekibine yakın kimseleri arayarak, haberlerin kaldırılması halinde
oyunun oynanmasına izin vereceklerini paylaştı. HEDEP Bitlis Milletvekili
Hüseyin Olan, yasaklama kararını soru önergesiyle Meclis’e taşıdı. Bakanlık
yanıtında, kaymakamlığın yasaklamaya dair bir karar almadığı, oyuna ilişkin
kaymakamlığa başvuru yapıldığı ve kaymakamlığın ise bu başvuruyu Tatvan
Belediyesi Kültür Merkezi’ne ilettiği, bunun üzerine merkezin konferans salonu
ışık sistemindeki arıza nedeniyle oyunun sahnelenmesi için uygun olmadığı
yönünde cevap verdiğine dair ifadeler yer aldı.
KÜRT SANATÇILARA BASKI
VARSA DİRENİŞ DE VAR OLACAK
·
Kürt sanatçıların karşılaştıkları
yasak ve baskılara dikkat çeken müzisyen Talat Yeşil, sahne aldıkları
mitinglerde söyledikleri şarkılar nedeniyle bugün hala haklarında soruşturma ve
dava açıldığını, yanı sıra sanal platformlarda paylaşılan kliplerinin altında “ölüm
tehditlerinin” yazıldığını söyledi: “Eğer üzerimizdeki baskı olmasaydı,
sözünü ettiğim çalışmaların iki katından fazlasını yapabilirdik. Katıldığım her konser için ya hakkımda soruşturma ve dava
açılmıştır ya da tehdit edilmişimdir. Geçen yıl Mersin’de Newroz kutlamalarına
katıldım. 6 Şubat’ta yaşanan depremden sonra gönüllü olarak bölgeye gittiğimde
gözaltına alındım ve ifade verdim. Tabi ki bir taraftan bu baskılar varken,
diğer taraftan mücadelede devam ediyor. Şu bilinmelidir ki baskılar var oldukça
direniş de olacaktır. Gözaltı, tutuklama ve davalarla çalışmalardan
koparamazlar. Belki zindana da girebiliriz ama bu mücadele devam edecektir.”
İBB KÜLTÜR’DE 22 YILLIK
BİRİKİM ÇÖPE ATILDI
· İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Kültür Dairesi’ne bağlı depoya
kaldırılan aksesuarlarının yerinde bulunmadığını söyleyen Tiyatro Pera Sanat
Yönetmeni Nesrin Kazankaya, "22 yıllık birikimi çöpe attılar, bir
anlamda yok ettiler. Oyunlarımızın alt yapısına bomba koyarak oynanmalarını
engellemenin hesabını kim verecek” diyerek duruma tepki gösterdi. Açıklamada şu
cümleler var: "Yaklaşık 1,5 yıl önce Tiyatro Pera’nın sahnesinin
bulunduğu Şişli’deki binanın üst katı İBB tarafından kiralanıp ‘Habitat Yaşam
Merkezi’ inşaatı başladı. Mekân olarak farklı bir yerde olmamıza rağmen tiyatromuzun
da kiralandığını öğrendik. 5 yıl önce burayı kiralayıp çok büyük bir tadilatla
yepyeni bir tiyatro mekânı yaptık. ‘Neden çıkarmak istiyorsunuz bizi’ diye
sorduğumuzda, ‘tiyatro yapacağız’ dediler. ‘Alın, alt yapısı tamam, mükemmel
ışık sistemi, 6 kanallık ses sistemi, spotları, hazır kulisleri, sahne gerisi
depoları ve kuyruklu piyanosuyla tiyatromuzu hiçbir karşılık beklemeden size
verelim, birlikte ve özel tiyatrolarla ortaklaşa kullanalım’, dedik kabul
görmedi. ‘Peki yapım aşamasına yardım edelim, burayı biz yaptık’ dedik, Kültür
Müdürü 'size ihtiyacımız yok, sezon ortasında çıkın dedi! Sezonu
tamamlayabilmemiz sayın Ekrem İmamoğlu’nun sayesinde ve desteğiyle oldu.
Kendisine teşekkür ederim. Temmuz 2023’ten itibaren çıkarılmaya başlandık. Tüm
alt yapı ve dekorlarımız için kendimiz bir depo tutup taşıdık. Kostümler ve
aksesuarlar için tarafımıza binadan bir bölüm verildi ve 22 yıldır
biriktirdiğimiz kostüm ve aksesuarlarımızı oraya taşıdık, düzenledik. Yüzlerce
özel kostüm ve ayakkabılar, smokinler, fraklar, çantalar, porselen antika
takımlar, antika eşyalar, izleyicilerimizin de katkısıyla Avrupa’nın dört bir
yanından toplanmış objeler, (izleyenler bilir) Venedik Taciri oyunumuzun
Venedik-Floransa’dan karnaval maskları, İspanya ve İtalya’dan hasır şapkalar,
özel yaptırılmış şapkalar, melon ve silindir şapkalar, gümüş takımlar, gümüş
saplı bastonlar, antika silahlar, gramofonlar, gümüş şamdanlar, opak gaz
lambaları... düşündükçe ruhum kararıyor. Maddi bir karşılıkla yerine
konulamayacak 22 yılın birikimi. 18 Kasım’da temsil vereceğimiz ‘Babalar ve
Oğullar’ oyunumuzun kostüm ve aksesuarlarını almak için depoya gittiğimizde,
insanın kanını donduran, kalp krizi geçirtebilecek bir manzarayla karşılaştık:
Bomboş bir mekân! Her şey çıkarılmış, belirsiz bir yere götürülmüş ve belki de
imha edilmişti. En ufak bir haber vermeden, bildirim yapmadan, uyarmadan
tiyatro varlıklarımıza el koyup, yok etmişlerdi. Müdür Gülayşe Eken’i
aradığımda, haberinin olmadığını söyledi. Bir repertuvar tiyatrosu olarak şu an
ancak son iki oyunumuzu, ‘Barda Son Gece’ ve ‘Sen Hamlet Değilsin’i
oynayabilecek durumdayız. Ve tabii ki ‘Babalar ve Oğullar’ oyununun turnesini
gerçekleştiremiyoruz. Tarihimiz, anılarımız yok edildi! Sanatla hiç
barışık olmayan iktidar kurumları bile, bizim gibi muhalif duruşlu bir sanat
kuruluşuna böyle bir saldırıda bulunmadı. Şu an, sevgiyle, emekle inşa
ettiğimiz güzel tiyatromuz bir harabe halinde; sezon başladı, yıkıp yeniden
yapma inadı sadece bize değil, sahnemizi paylaştığımız pek çok özel tiyatroya
zarar veriyor. Yerel yönetimlerin, -yurt dışındaki güzel örnekleri gibi-
sanata destek olabilecek en önemli kurumlar olduğuna inandık ve her platformda
bu görüşü ve İBB’yi savunduk. Zaten Tiyatro Pera, ilke olarak benimsediği bir
tavırla, kuruluşundan bu yana spekülatif tartışmalardan, gerilimlerden uzak
durmuştur. 22 yılımızı bir anlamda yok etmenin, diğer oyunlarımızın alt
yapısına bomba koyarak oynanmalarını engellemenin hesabını kim verecek? Kim bu
yılları geri getirebilir? Kuşkusuz farkında ve bilicindeyiz ki, ülkemizde
bunca acı varken, insanlar yok yere hapislerde tutulup yaşamları mahvedilirken,
yaşadıklarımız hafif kalabilir. Ancak bu da ülkemizdeki büyük çürümenin
bir parçasıdır ve bu zalim parçalar birleşip, felaketimizi oluşturuyor. Öfkem
ve üzüntüm sonsuz!"
YAZAR ÖZTÜRK VE EŞİ
GÖZALTINA ALINDI
· Şair ve yazar Fadıl Öztürk ve eşi Berrin Bicek Öztürk'ün İzmir'deki evine baskın
yapıldı. Evlerinde yapılan aramanın ardından gözaltına alınan çift İzmir İl
Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Avukat İhsan Metin Erdoğan, gözaltına alınarak
ifadelerinin alınma sebebinin Fadıl Öztürk’ün 2021 sonrası sosyal medya
paylaşımlarının, eşi Berrin Bicek Öztürk'ün ise tek bir sosyal medya
paylaşımının neden olduğunu söyledi.
SADIK ASLAN’IN TAHLİYESİ
3 AY DAHA ERTELENDİ
·
18 yıldır cezaevinde tutulan ve “Anayasa’dan
bahsettiği için” tahliyesi ertelenen yazar Sadık Aslan'ın tahliyesi İdare
ve Gözlem Kurulunun yeni bir kararıyla 3 ay daha ertelendi. Aslan’ın avukatı
Özge Akyüz, verilen karar için “Somut dayanaktan yoksun, keyfi ve subjektif
değerlendirmeler içeriyor” dedi. 2020 yılında İnfaz Kanunu’nda yapılan
değişikliğin 2021 Ocak ayında yürürlüğe girmesiyle idare ve gözlem kurullarına
geniş yetkiler verildiğine dikkat çeken Akyüz, şöyle devam etti: “Açıktır ki
siyasi mahpuslara vatandaş hukuku değil düşman ceza hukuku uygulanıyor. 15
Mayıs 2023 tarihinde koşullu salıverilmeye zaman bakımından hak kazandı ancak
iyi hal değerlendirme puanına sahip olmasına rağmen pişmanlık duymadığı,
tahliye olduktan sonra yeniden suç işleme ihtimali olduğu gibi gerekçelerle
tahliyesi 6 ay ertelendi. Bu karara dayanak olarak yarıda bırakmış olduğu
üniversite öğrenimini hapishane yaşamı boyunca tamamlamamış olması, idare ile
iş birliği halinde olmadığı, taraflı koğuşta kaldığı, kurum kurallarına
içtenlikle uymadığı gibi gerekçeler de yer aldı. Kendisine verilen geniş
yetkileri keyfi olarak kullanan İdare ve Gözlem Kurulu kendini adeta mahkeme
yerine koyuyor, kişileri yeniden yargılıyor ve infaz hukuku alanını yeni bir
cezalandırma alanına dönüştürüyor. Üstelik yalnızca mahpuslar değil yıllarca
hapishane hapishane gezerek onları yalnız bırakmayan aileler de dolaylı olarak
cezalandırılıyor.”
İKSV YANLIŞTAN
DÖNMELİDİR
· Kamusal Sanat Laboratuvarı, Katılımcı Sanat Topluluğu Türkiye (PACT), Açık
Masa İnisiyatifi; İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) önünde basın
açıklaması yaparak bir performans gerçekleştirdi. Sanatçılar açıklamada şu
ifadelere yer verdi: "Günümüz Türkiye’si toplumsal bir çöküşe
sürüklenmekte. Bu çöküşün başlıca sebebi, toplumu şekillendiren kurum ve
kuruluşların yönetiminde yaşanan ‘liyakatsizlik’ sorunudur. Şeffaflık ilkesi
ortadan kaldırılmış, hesap verilebilirlik prensibi yok edilmiştir. Mevcut
siyasi anlayış, kültür ve sanat ortamının özgür hareket alanını, sunduğu yeni
programlar ile gittikçe daraltarak yeniden tasarlamaya çalışmaktadır. 1973
yılında kurulan ve diğer birçok kurumun ortaya çıkışına da önayak olan İKSV,
Defne Ayas’ın küratörlüğünü iptal etmiş, bu konuda kamuoyuna net bir açıklama
yapmaktan kaçınmış, şeffaflık ve liyakat ilkelerini hiçe saymıştır. Böylece son
yıllarda mevcut siyasi anlayışın sanat politikasıyla da ne kadar eşgüdümlü
hareket ettiğini bir defa daha göstermiştir. İKSV ivedilikle bu yanlışlardan
dönmelidir. Kamuoyuna duyurdukları değişim sürecinin, sanatın 'özgür' sesini
yükseltecek politikalar geliştirmekle sağlanabileceğini İKSV’ye hatırlatmak istiyoruz."
İBB KÜLTÜR AŞ’YE
ŞÜKRÜ ERBAŞ’TAN TEPKİ
· Şair Şükrü Erbaş, İBB Kültür AŞ’nin hazırladığı Neşet Ertaş kitabı için
sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Erbaş şunları dile getirdi: "Neşet
Ertaş kitabı için ısrarla iki yazımı istediniz, değer görmediniz, kitaba
almadınız. Demek ki bu alanda çok ‘büyük’ bilgilerle donanmış bir editörünüz,
kültür insanınız var. Kutlamak gerek! Ancak küçücük bir nezaket gösterip
önceden bilgi vermek, yazı istemekten daha mı zordu? Bu kabalığı, küstahlığı
hiçbir zaman kabul etmesem de bürokrasi denen saçmalığı bir noktaya kadar
anlayabilirim. Mühür sizde Süleyman sizsiniz! Fakat, benimle yaptığınız
söyleşinin bant çözümlemesini, ısrarla söylememe rağmen neden bana göndermeden
kitaba koydunuz? Benim ağzımdan çıkmayan, hiçbir zaman söylemeyeceğim bir dünya
anlamsız, yanlış söz var çözümlemede. Bu yanlışlar doğrudan bana aitmiş gibi
okunacak, algılanacak. Beni küçük düşüren bu baştan savmayı, kötülüğü şimdi
nasıl düzelteceksiniz?”
CHAKAR HEDEFE KONDU
·
Süreyya Operası’nda Kürt soprano Pervin Chakar ve piyanist Paolo
Villa’nın ‘Bir Opera Gecesi’ dinletisine katlan CHP Genel Başkanı Özel’in
dinletide Chakar’ın elini öpmesi sosyal medyada gündem oldu. TRT, daha önce
yayınlara katılan Chakar’ın bulunduğu yayınları arşivinden sildi, iktidara
yakın çevreler tarafından hedef gösterildi. Sabah gazetesi, “Özgür Özel Türk
düşmanının önünde eğildi” başlığını atarken, Yeni Şafak, “Özgür Özel
Kürt devleti isteyen ve Türkiye’yi işgalci gören Pervin Chakar’ın elini öpüp
konserini dinledi” ifadesini kullandı. A Haber de “CHP Genel Başkanı
Özgür Özel, Türkiye düşmanı Pervin Chakar’ın önünde eğilip elini öptü!”
başlığını attı.